Yılanı Öldürseler
Yaşar Kemal
Sayfa Sayısı: 103
Yapı Kredi Yayınları
25. Baskı, İstanbul, Şubat 2017
Tek solukta okudum
bu eşsiz ve nadide eseri. Abidin Dino’nun leziz çizimleri de okurken o
atmosferde kendimi kaybetmemi sağladı. Nasıl güzel bir kitaptı bu, hislerimi
kelimelere dökmem olanaksız gibi görünüyor. Okudukça kalbimde tarifi meydansız
bir acı çıktı ortaya, büyüdükçe de büyüdü. Son cümleyi okurken de bir kez daha
Yaşar Kemal’in ne kadar muhteşem bir yazar olduğunu kavramış oldum.
Hem uyduruyorlar,
uydurduklarını bile bile, az sonra da uydurduklarını gerçeğe çevirip
inanıyorlardı. (s.72)
Esme, dünya güzeli
bir kadın, öyle böyle değil. Öyle güzel ki, ne kadar insan gelse de öldüremiyor
Esme’yi. O kadar güzel ki, Allah özene bezene yaratmış, bin yılda bir kez gelir
ancak diyorlar. Halil var sonra, Esme’yi kaçırıyor, Esme istemiyor, tecavüz
ediyor. Esme hamile kalıyor. Esme’nin sevdalı olduğu birisi var bu sırada,
Abbas. Abbas da deliler gibi seviyor Esme’yi. Abbas hapse giriyor sonra. Esme
ise bir oğlu doğurunca, elini eteğini çekiyor ve yaşadığı bu ortama karşı
çıkamıyor. Oğlun adı Hasan. Abbas hapisten çıkıp bir gün Halil’i öldürünce,
Halil’in akrabaları da Abbas’ı öldürüyor ve ortada zavallı iki kurban kalıyor: Esme
ve Hasan. Halil’in anası, kardeşleri, kardeşlerinin karıları, diğer uzak
akrabalar, köydeki tüm insanlar Esme’ye orospu diyor, o yaptırdı, o öldürdü
Halil’i diyor, Halil’in kanı onun üzerinde, ananı öldürmen gerekiyor Hasan
diyor ve böyle böyle akıp gidiyor kitap.
Hasan, güzel Hasan, mert Hasan, cesur Hasan ama en sonunda
annesini öldürmek zorunda bırakılan Hasan. Sapına kadar direnen ama en sonunda
kendini kaybederek bunu yapmak zorunda kalan Hasan. Annesini çok ama çok seven
fakat toplum baskısına karşı koyamayan Hasan.
Hasana ancak, Hasan
gibi yaşamın ötesine, ölüme düşmüş insanlar yaklaşabilirler, onunla aynı ipte
oynayabilirlerdi. (s.21)
Kadının ülkemizdeki
konumu, toplum baskısı, dedikoduların ve psikolojik şiddettin insanların
üzerinde yarattığı etkiyi nefis bir şekilde ele almış Yaşar Kemal. Ayraçsız
bitecek bir kitap. Esme’nin her ne olursa olsun ayakta durmaya çalışması, insanların
bitmek tükenmek bilmeyen Halil’in hortladığıyla ilgili birtakım saçma sapan
sözleri ve çevresindeki tüm insanların Hasan’a uyguladığı sözlü şiddetin
sonunda yarattığı yıkım derinden sarstı bir okuyucu olarak beni.
Kitabın en son
paragrafını okurken, Yaşar Kemal’in ilk okuduğum kitabı olan Kuşlar da Gitti
canlandı gözümde. İnsanların günden güne kötüleşmeye, vahşileşmeye, nefret dolu
ve cani bir yaratığa dönüşmeye başlamasını ta o zamanlardan yüzümüze çarpmış.
İnsanlar
konuşuyorlardı, o alıyor, o bırakıyor, o alıyor, öteki bırakıyordu. Baş
döndürücü bir hızda gelişiyordu her şey... Yıldızlara kadar dinledi, dinledi. Hep
dinliyordu. (s.27)