24 Şubat 2017 Cuma

Kambur
Şule Gürbüz
Sayfa Sayısı: 92
İletişim Yayınevi
7.Baskı, 2016, İstanbul

Uzun zamandır çok merak ediyordum ve merakıma da kat kat değdiğini rahatça söyleyebilirim. Eşsiz bir kalemi var Şule Gürbüz’ün; incelikle dokunmuş, şiirsel ve bir o kadar da çarpıcı.

  Okul süresince okudum ve çabucak bitiverdi. Tadını damağımda bırakarak bir yıldız gibi kayıp gitti. Sen çok güzel bir şeysin Kambur. Son zamanlarda okuduğum en güzel şey, sensin Kambur. Hayatı boyunca taşıdığı ağırlıklardan kurtulmak isteyen ama çaresizliğin çukurundan kurtulamayan bir karakter var kitapta. Fiziksel anlamdaki en belirgin özelliği ise kitabın adından anlaşılıyor zaten. Tuhaf, çıldırmış ve boğulmuş –hayat onu boğmuş. Düşünceleri o kadar buğulu ki, okurken ben de boğuldum.

  Bazı kısımlarda boğazım düğüm düğüm oldu. Hafifçe havaya baktım, sağıma soluma baktım, bir an için gerçekten yaşadığımı hissetmek istedim. Bu kitabı on sekiz yaşındayken yazmış olması, felsefe eğitimi alması, antika saatlerin üzerine mesleğini icra etmesi hayranlık verici.

  Sarı fosforlu kalemimi de elimden bırakamadım çünkü altı çizilecek zilyon tane yer var. Gereksiz aforizma kasma gibi bir derdi de yok ayrıca kitabın. O cümleleri okumak ne büyük zevkti, ne büyük hazdı, anlatamam.

Alıntılar (az bir kısmı):

Ölen kim ise, onun yaşamının müziği cenazesinde çalınmalı, diye düşündü. Çünkü insana doğumundan ölümüne dek bir müzik eşlik eder. (s.14)

Çirkin insanlardan iğrendiğim kadar güzellerden de iğrenirim. Hatta diyebilirim ki, estetik kaygısındaki her şey iğrendirir beni. (s.16-17)

Bana yakın bir insandan bahsedemeyeceğim; böyle biri hiç olmadı çünkü. (s.17)

 Bana sorulsa bir gün “Kamburunun düzelmesini mi istersin, yoksa tüm insanların kambur olmasını mı?” diye, herkesi kambur görmek olurdu dileğim. (S.21)

Tavsiye ettiği kitapları kimse okumuyordu ki, o da sonlarını öğrensin. (s.33)

Doğmak istemiyordum – bazen yok olmayı dilesem de... (s.47)

1947’ye gelmişiz. Sevinilecek tek yanı, bu yıl da ölecek bir sürü insanın olması. (s.49)


Evet çiçeğim geldi; cenazeme yetişmeliyim – ölü bekletilmez. (s.91)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder