Bir Hal Var Sende
Berna Durmaz
Sayfa Sayısı: 93
Can Yayınları
2.Baskı, Ekim 2012,
İstanbul
Keşfedilmemiş yazarlara karşı özel bir ilgi besliyorum ve
Berna Durmaz da çok ama çok farklı bir kaleme sahip. Yazdığı öyküler öylesine
kendine has, naif ve sarsıcı ki hissettiklerinizin hiç sonu gelmesin
istiyorsunuz.
İmgelerle yüklü ve
şiirsel anlatımlı, kadınları konu olan öyküler bunlar. Üç bölüme ve aynı
zamanda da bunların alt başlıklarına ayrılıyor; Taş, Kuş ve Göl. Bunların
bize az çok çağrıştırdıklarını bilerek okuyor, hissedebiliyoruz birtakım
şeyleri. Okudukça bunların aslında ne anlama geldiğini daha iyi anlıyorsunuz, haykırmak
istedikleriniz ama susmak zorunda kaldığınız sözcükler.
Çok eskiden bir Sakız
oğlan vardı. Böyle, gecenin birinde bir ağaca bakıp bakıp yitirmişti aklını.
(s.17)
Bir öyküde bir
karakterle tanışıyoruz ama bitimiyle ona veda etmiyoruz, diğer öykülerde
görüşme şansı yakalayabiliyoruz. Aynı karakter olsa dahi çekip aldıklarımız bambaşka
oluyor bunlardan. Ayrıca nedendir bilmiyorum, kendimi çok fazla kaptırdığımdan
olsa gerek, okurken canım çok yandı.
Vücudun bir ura
alışması gibi alıştık. Ne atabildik ne sorabildik niyetini. (s.23)
Kitapta en sevdiğim
öyküler; Lal, Sepetin Çürüğü, Ağacın Dediği, Kalpteki Kuş ve Göç oldu. Daha
fazla yazacaktım ama beş tanede sınırlı tutmaya çalıştım çünkü hepsi
birbirinden çok etkiledi beni. Hiç bitmesin, sonu hiç gelmesin istedim. Türk
edebiyatını okurken hislerim daha fazla harekete geçiyor çünkü çeviri
kitaplarda olduğu gibi bir soğukluk hissetmiyorum. Türkçe o kadar şiirsel bir
dil ki, doğru kullanıldığında hissedemediklerimiz bile boğabiliyor bizi.
Bahçeye gelen
çocuklar ölü sinek atardı ağzından içeri. Yeter, annemin ona verdiği lokmalar
gibi onları da yavaş yavaş çiğneyip yutardı. (s.33)
Akşam çöktüğünde
gölün ıssızlığına verirdi kendini. Çırılçıplak soyunur, gölün pis sularıyla
arınırdı. Bir acıyı tazelediğini anlardım. (s.74)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder