17 Aralık 2016 Cumartesi

Ben Bir Başkasıdır
(poemes en prose [Une saison en enfer, Illuminations]
Arthur Rimbaud
Sayfa Sayısı:
Çeviren: Özdemi İnce
İmge Kitabevi
1. Baskı, Nisan 2015, Ankara
---

İnternette araştırmalar yaparken Antonin Artuad ile karşılaştım, bu adamın bir şiirini okuduğumu ve büyülendiğimi hatırlıyorum. Sonrasında araştırdım kitabı var mıymış, yok muymuş diye, en sonunda bir tanesini buldum. Sipariş verdikten sonra şöyle bir araştırma yaptım ve fark ettim ki okuduğum şiir aslında Antonin Artuad’ın değil, Arthur Rimbaud’unmuş. Hayda, yanlış insanı sipariş ettim diye kalbimde bir acı oluşurken, sonrasında bir baktım ki ben Antonin Artuad’ın kitabını değil, Arthur Rimbaud’unkini söylemişim zaten!

Kederli yüreğim salya-sümük güvertede.
Yüreğim asker sigarasıyla izmarit dolu! (s.64)

  Başlarda Özdemir İnce’nin, çevirmenin, analizleri ve düşünceleri yer alıyor fakat ben onları acele ederek okudum. Belki ilgi alanlarımdan, belki zaman darlığından ve yorgunluğumdan ötürü kendimi pek veremedim. Devamında ise Arthur Rimbaud’un hayatı yer alıyor, ilgisini çekebilecek olanların okumasını tavsiye edebilirim, öteki türlü düzyazı şiirlerine geçmekte bir problem olacağını sanmıyorum.

  Arthur Rimbaud’un düzyazı şiirlerini ve mektuplarını okurken metafiziksel şeyler çevremi kuşattı. Yazılarında bolca kullandığı ve bana kötülüğü çağrıştıran sözcükler ve sembolik anlatımlarla şiirlerini okumak gerçekten çok keyif verici. Dinsel ve aynı zamanda mitolojik ögeler kimi zaman zihnimi titretti ve bunları yazdığı dönemlerde günümüzdeki yaşıtlarının sığ ve bomboş zihinlerinden ne kadar farklı bir insan olduğu gerçeğiyle dolup taştım.

Güzellik’i dizlerime oturttum bir akşam. –Ve acı buldum onu. –Ve sövdüm ona. (s.81)

  On altı buçuk yaşında yazmaya başlayan ve yirmi bir yaşında yazmayı bırakması ise sizi kendine hayran bırakmaya yetip artabiliyor. Çocuk denebilecek bir yaşta adım attığı ve olağanüstülüklerle dolu edebi kariyerine baktığınızda ve okuduğunuzda bazı şeyleri daha rahat anlamlandırabiliyorsunuz, edebiyata bir boyut kazandirebilecek şiirlere sahip, sembolizmin en iyi temsilcilerinden bir tanesi.  

    Kitap boyunca beni esareti altına alan diğer bir şey ise, Ben Bir Başkasıdır. Bu söz. Bir başlığın, bir ifadenin milyonlarca konuya sahip olduğunun kanıtı. Ne isterseniz yazabilir, milyarlarca şey hissedebilir ve kendinizi istediğiniz yerde bulabilirsiniz. Orijinalinden daha iyi çeviri cümlelerinde top 10’uma çoktan aldım bile. Pişman değilim.

Henüz tanıyor muyum doğayı? Tanıyor muyum kendimi? Aartık sözcükler yeter. –Karnıma gömüyorum ölüleri. Çığlıklar, davullar, dans, dans, dans, dans! Hiçliğe yuvarlanacağım günü kestiremiyorum bile, beyazlar karaya çıkınca.

  Açlık, susuzluk, çığlık, dans, dans, dans, dans! (s.87)

Kitapla yarı bağlantılı bir şekilde de bir konuya karşı eleştirimi dile getirmek istiyorum. Şiir zaten başlı başına öznellik içerir, siz ne almak isterseniz onu alır, onu hissedersiniz. Buradan da sınavlarda şiir başlığı altında kesin bir cevap istenmesini doğru bulmadığımı belirtmek istiyorum. Teması nedir? sorusuna sadece bir cevap uydurmak, ülkemizdeki edebiyat öğretmenlerinin bile ne kadar sığ olduklarının bir göstergesidir, şahsi kanaatimce.

  Rimbaud’un şiirlerini okurken aslında bir nevi onun korkutucu zihnini okuyorsunuz, geziyor ve tadıyorsunuz. Daha derinlerinde kaybolmak istiyorsunuz ama size geçiş imkanı tanımıyor ve zaten bir süre sonra da yazmayı bırakıyor. Korkutucu hayal gücüyle yenileceğini bile bile mücadele ediyor, gözlerinizi kapamaktan vazgeçmiyorsunuz. Tavsiye ederim.

  Bir güldürüdür yaşam, hepimizin yaşamak zorunda olduğu. (s.88)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder