Ruhlar Kütüphanesi (Library
of Souls)
Ransom Riggs
Sayfa Sayısı: 517
Çevirmen: Aslı Dağlı
İthaki Yayınları
1. Baskı, Eylül 2016,
İstanbul
İlk iki kitabı sevmiştim ben. Harika ve orijinal bir
kurgusu, konusu olmadığı bir gerçek ama yazarın yazım tarzı bana samimi
gelmişti. Okurken heyecanlanmıştım, birinci biter biter bitmez ikinciyi almak
için gün saymıştım, ikinciyi de sevmiştim ama son kitabını beğenmeyeceğim
hissiyatından da bir türlü kopamamıştım. Sonuç olarak beğenmedim, olmamış.
Yazar ilk dört yüz
sayfayı bir sürü gereksiz ayrıntıyla doldurmuş, mistik ve karanlık bir
atmosfere soktuğu zaman okuyucuyu etkileyebileceğini düşünmüş; zaten hem bu
atmosfere sokamamış, hem de epey yanlış düşünmüş. Sıfır olay, sıfır heyecan,
sıfır kurgu. Akıp gidiyor ama altı dolu değil, ilk iki kitabı yazan kişiden çok
bağımsız birisi yazmış sanki. Bundan dolayı da son yüz sayfa aşırı aceleye
gelmiş, yüz sayfanın ellisinde olay hemen olup bitiyor, geri kalanda da olmamış bir son karşılıyor bizi. Yazarın
bizi içine soktuğu olay bu dört yüz sayfaya değecek olsa bir nebze, ama
maalesef çok çok yavan. Zorla yazılmış, yazılmak için yazılmış kitap
örneklerinden biri daha maalesef.
Yazar, yine o klişe
döngüden çıkamayarak mutlu ve tatlı mı tatlı bir sonla karşılamış bizi. Hiçbir
sarsıcılığı, “ya bi’ zamanlar Bayan Peregrine’in Tuhaf Çocukları diye bir seri
vardı” vb. sözcüklerle aklımızda yer etmiş kitaplardan olamayacak. Bitse de
gitsek mantığıyla yazılan bu kitap, tüm moralimi alt üst etti. Ayrıca, ilk iki
kitap boyunca kitaba cuk oturan karakterlerden olan Fiona’nın başına gelenlere
bu kadar az tepki verilmesi ve umursanmaması açıkçası vahim bir durumdu bana
göre. Fotoğraflar da ilk iki kitaba göre vasattı. Bir serinin daha sonuna geldik, hayal kırıklığıyla.
Sharon’ı çok sevdim
ama, epey sevdim. Bir de Toz Ana.
“Hayatımızın henüz başındayken sahip
olduğumuz yeteneklerden bazılarının farkına varırız ve diğer becerilerimizi
dışlamayı göze alarak onlara odaklanırız. Bunun nedeni başka bir konuda
yeteneğe sahip olmamamız değildir, yalnızca diğer kabiliyetlerimizi beslemeyi
unuturuz.” (s.293)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder